ÇAMLIHEMŞİNDE HES İSTEMİYORUZ....
SIT (alanı) istemiyorsanız; ne yüzecek nede balık tutacak dere istiyorsunuz demektir. size ağaç ta lazım değil...
gelişmiş ülkeler uranyumla enerji üretirken; bizimkiler akan derleri kurutmak; ağaçları kesmek; dünyanın sayılı yerlerinden olan Fırtına vadisini yok etmek istiyorlar....
Elini Fırtınamdan çek... gölge etme ...
işte Türkiye'nin çeşitli yerlerindeki bazı HES isyanları
HES in Zararları
• Barajlar, konumuna göre bazı taşınmazların su altında kalmasına neden olur. İlçemiz için bir miktar orman varlığı, iskan alanları vb. su altına kalabilir.
• Baraj alanlarında kalan yöre halkının yeniden iskanı gerekir.
• Vadide dere boyu giden kara yollarının baraj gövdesi yüksekliğini aşması için virajli yeni yolların yapımı gerekir ve yollar bir miktar uzar.
• Baraj alanında kalan yerlerde nadir bazı bitki ve hayvan türleri yok olabilir.
• Uzun tünel alternatifleri ve baraj yapısından santrale kadar olan nehir kesitine yeterli miktarda su bırakılmayabilir! Ekolojik denge debisi (EDD) bozulabilir. İşletme aşamasında ise akış aşağı bırakılacak su miktarının ayarlanması ve projede belirtilen seviyede tutulması akışaşağı ekolojik denge üzerinde söz sahibi olmaktadır. (Mevcüt HES nedeniyle Ilıcaköy ve Demirkapı kollektörleri ile santral arasında örneği yıllardır var!)
• Malzeme sahaları ve atık tünel inşaati malzeme alanları dikkatli seçilmeli.
• Proje yöresinde bulunan Milli Parklar, ÖÇKB (Özel Çevre Koruma Bölgesi), sit alanları, yeraltı zenginliklerinin olduğu bölgeler, endemik bitki ve hayvan türlerinin bulunması muhtemel olan yerler zarar görmemeli.
• Baraj suları altında kalan yerlerde Tarımsal Gelir Kaybı.
http://www.caydeniz.com/haber/1329-bolge-gundemi-hes-zararlari-bitmiyor.html
Artvin merkez ilçeye bağlı Erenler Köyü sınırları içerisinde yapımı tamamlanan ve deneme üretimine geçtiği bildirilen Erenler HES’te meydana gelen çökme, köylüleri ve yöre halkını korkuttu.
Edinilen bilgilere göre önceki akşam saatlerinde Artvin Merkeze bağlı Erenler Köyünde, Röper Yapı Endüstri Ltd. Şti. tarafından yapımı planlanan ve Öz-Eser İnşaat firması tarafından inşası tamamlanarak deneme üretimine geçen 45 megavat kurulu gücündeki Erenler HES’in su iletim kanallarında çökme meydana geldi. Artvin’in Borçka ilçesi Balcılar Köyündeki Deviksel Deresi üzerinde bulunan Regülatörlerden HES’’in yükleme havuzuna, 3 kilometrelik su iletim tünelleri bitiminden su taşıyan 150 metre uzunluğunda ve 2 metre genişliğindeki su iletim kanallarındaki çökme nedeniyle Erenler Vadisindeki ormanlık alanlar ve tarım arazileri zarar görürken, kısmen de heyelanlar meydana geldi.
2 KEZ CEZA KESİLDİ, BİR KEZ MÜHÜRLENDİ
Çevre ve Orman Müdürlüğü ile Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi yetkililerinin bölgede inceleme yapmaya hazırlandığı bildirilirken; söz konusu HES inşaatının ‘ruhsatsız’ olarak başlatıldığı ve köylülerin, HES çalışmalarının bölgeye verdiği zararlar nedeniyle defalarca suç duyurusunda bulunduğu ortaya çıktı. Söz konusu HES inşaatı sırasında Çevre ve Orman Müdürlüğü tarafından, ilgili yönetmeliklere uymadığı gerekçesi ile HES yapımcı firmasına 2 kez ceza kesildiği, Artvin İl Özel İdaresi tarafından da bir kez çalışmaların durdurularak inşaatın mühürlendiği öğrenildi.
Yapımına 5 Mayıs 2008 yılında başlanan HES inşaatı için köylüler defalarca HES çalışmaları nedeniyle mağdur olduklarını dile getirerek, çalışmaların bölgeye ve doğal yaşam alanlarına zarar verdiği nedenleriyle suç duyurularında bulunarak, ilgili kurum ve kuruluşlara dilekçelerle başvurdu.
İNŞAAT RUHSATSIZ BAŞLATILDI
Erenler Köyü sakinleri 19 Kasım 2009 tarihinde İl Özel İdaresi Sağlık ve Ruhsat Denetleme Müdürlüğü’ne verdikleri dilekçe ile Erenler HES inşaatının ruhsatsız bir şekilde çalışmalarını sürdürdüğünü ileri sürdüler. Köylüler, dilekçelerinde, “Valilik ilan tahtasındaki ilandan anladığımıza göre, devasa inşaatın ruhsatının olmadığı ve ruhsatlandırmanın, inşaatın büyük bir kısmı bitirildikten sonra, ‘yapımı planlandığı’ ifadesiyle ruhsatlandırılmak için yapılan planların 15.10.2009 tarihinde İl Genel Meclisinin onayına sunulduğunu ve onaylandığını” belirtirlerken; itiraz süresi içerisinde ruhsatlandırma işlemine itiraz ettiklerini de kaydettiler.
Köylüler adına bir açıklama yapan Erenler Köyü Dayanışma Derneği Başkanı Sinan Arslan, köylerinin ve dolayısıyla bölgenin tehlike altında olduğuna vurgu yaparak; “İl Özel İdaresine verdiğimiz dilekçelerin Çevre ve Orman İl Müdürlüğü tarafından yanıtlanacağı bildirildi. Bu nedenle İl Çevre Orman Müdürlüğü’ne de dilekçe yazdık. Bize verilen yanıt yazısında HES çalışması için ilgili firmaya ceza kesildiği ve şikâyetimizin değerlendirildiği bildirildi. Ancak projeye ve ruhsatlandırmaya ilişkin itirazımıza bu güne kadar herhangi bir yanıt alamadık. Bugün ise itirazlarımızda ne kadar haklı olduğumuz yaşadığımız bu olayla bir kez daha ortaya çıktı. Şimdi bu durumda, itirazımızı yanıtlamayan, bizi muteber almayan, oradan oraya atan yetkililer suçlu değil midir? Hukuk devletinde yargı, bu yetkililere bu olaylara, gelişmelere dayalı olarak hesap sorması gerekmiyor mu? Köylü olarak 12. ayda 88 vatandaşın imzası olan ekinde bütün fiillerin delilleri olan suç duyurusunda bulunduk. Ondan da bugüne kadar sonuç alamadık. Bizler bu ülkenin birer yurttaşları olarak kimlere ve nerelere sesimizi duyurmamız gerekiyor” dedi.
İSVEÇ BÜYÜKELÇİSİ GEZDİ
Artvin Valisi Mustafa Yemlihalıoğlu da, önceki hafta içerisinde bölgede incelemelerde bulunan İsveç’in Ankara Büyükelçisi Christer Asp’e, bölgedeki Deriner Barajı ile geçtiğimiz aylarda inşa çalışmaları tamamlanarak, deneme üretimine başladığı bildirilen Erenler HES’i gezdirmişti. İsveç Büyükelçisi Asp, gezi sırasında yaptığı açıklamada, buradaki türbinin bir kısmının ortağının İsveçli bir şirketin olmasından duyduğu mutluluğu dile getirmişti.
ERENLER HES’İN ÖZELLİKLERİ
Öte yandan, Röper Yapı Endüstri Ltd.Şti tarafından yapımı planlanan ve Öz-Eser inşaat firması tarafından 05.05.2008 tarihinde inşası çalışmalarına başlanan, 45 megavat kurulu gücündeki Erenler HES için Artvin’in Borçka ilçesi Balcılar Köyündeki Deviksel Deresi üzerinde inşa edilen Regülatörle, 3 bin 134 metrelik T1 tüneli, 40 Metrelik aç-kapa tüneli, bin 794 metrelik T2 tüneli ve 151 metrelik açık kanal ve akedüklerle Çoruh Vadisi tarafında Asavur Tepe’de inşa edilen yükleme havuzuna iletiliyor. Proje kapsamında 900 metre uzunluğunda ve 1600 mm çapında açıkta cebri boru, 2x22,5 megavat kurulu güçte, iki üniteli düşey pelton türbinli santral binası, şalt sahası ve kalıcı ulaşım yolları da bulunuyor.
PROJELER DURDURULSUN
Derelerin Kardeşliği Platformu Yürütme Kurulu Üyesi ve Platformun Ardanuç Temsilcisi Kamile Kaya, bölgede usulsüz uygulamalar yapıldığı, yöre insanına karşı büyük suç işlendiği ve yasa ve yönetmeliklerin yok sayıldığına vurgu yaparak; projelerin bir an önce durdurulması gerektiğini kaydetti.
Diğer şehir ve köylerde hes istemiyoruz çığlıkları....
kızıldere'de HES istemiyoruz
Derelerin Kardeşliği Platformu tarafından Doğu Karadeniz`de yapılması planlanan Hidroelektrik Santraller`e karşı başlatılan mücadele giderek büyüyor. Derelerin Kardeşliği Platformu Giresun Görele Temsilciliği Ordu Adliye önünde yaptığı basın açıklaması yaparak dereler üzerine kurulan Hidroelektrik Santrallerine tepkilerini dile getirerek dönem sözcüsü Ömer Şan ”Derelerimizde HES istemiyoruz” diyerek şu açıklamayı yaptı.
“Uzun zamandan beri bilindiği gibi, ülkemizin enerji gereksinimi bahane edilerek bölgemizi adeta bir sarmal altına alan Hidroelektrik Santrali (HES) projeleri ve bu projelerin bölgemizdeki doğal yaşam alanlarına verdiği geri dönüşümsüz zararlar nedeniyle, bölge halkının bu projelere karşı verdiği tepkiler ile hukuk mücadelesi devam ediyor.
Bölgemizdeki dere ve vadiler üzerinde, şu ana kadar elde edilen resmi verilere göre bin 700 civarında HES yapılmasının planlandığı, bunlardan 400'e yakınının projelendirilerek çalışma aşamasına geldiği, 80 dolayında projenin çalışma izni aldığı, 20 proje hakkında mahkemelerce 'yürütmeyi durdurma ve iptal' kararı verildiği, bütün bunların dışında 2 bin de mikro HES projesi geliştirildiğini bir kez daha anımsatmak istiyoruz.
Doğu Karadeniz'imizin bir çok vadisi, dünyada eşi benzeri bulunmayan doğal güzellikleri, endemik bitki örtüsü ve jeolojik yapısı, fauna ve florası ile bütünleşik bir yapıda; tarihi ve coğrafi konumu gereği dünya genelinde koruma öncelikli 200 ekolojik alan arasında yer almaktadır.
Bacasız sanayi olarak değerlendirilen turizm için en önemli altyapıyı oluşturan bu özellikler, günümüzdeki global etkileşimler ve küresel ısınmanın etkisi ile geri dönüşümü olmayan bir değişim tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır.
Söz konusu bu tehlikeler karşısında, küresel rant ve sermaye guruplarının gün geçtikçe daha da saldırganlaştığı günümüzde, suyun ve doğanın farklı etkilerle ticarileştirildiği ve çıkar odaklı proje ve çalışmalarla yok edilmeye çalışıldığı açıkça ortaya konulmaktadır.
Ülkemizin yeraltı zenginliklerinin yanında en önemli yerüstü zenginlikleri ise bu endemik türlerin barındığı doğa harikası ormanlarımız, vadilerimiz ve derelerimizdir.
Uzun bir süreden beri, özellikle bölgemiz üzerinde planlanmaya çalışılan ve adına Hidroelektrik Santralleri projesi denilen bir paylaşım çalışması ile derelerimizden akan suların kullanım hakkı, bazı çokuluslu firmalar ile bunların bağlantısındaki çeşitli firma ve kuruluşlara verilmek istenmektedir. Bu çalışmalar ile sadece sularımız değil, doğal yaşam alanları da yağmalanmakta ve olumsuz çevresel etkilerle geri dönüşümü olmayan adımlar atılmak istenmektedir.
Bu kapsamlı ve rant hesaplı adımlar karşısında, bölgemizdeki bir çok vadide çeşitli çevre örgütlerimiz ve duyarlı insanlar ile hukuk adamlarımız öncülüğünde verilen mücadele; vadiler üzerinde yapılan HES projeleri ile mücadelede örnek oluşturmuştur. Bu mücadelelerin sonrasında başlatılan hukuksal çalışmalar bugün, bağımsız yargı organlarımızın vermiş olduğu kararlar doğrultusunda amacına ulaşmış ve ne kadar haklı olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır.
Ülkemiz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kuruluşundaki temel ilkelerin ışığında, aynı zamanda bir'Hukuk Devletidir'.
Bu doğrultuda başlattığımız demokratik mücadelemiz ile topladığımız imzalar sonrasında, Çanakçı Vadisi üzerinde yapılması planlanan HES projesi ile ilgili olarak Ordu İdare Mahkemesinde 'yürütmeyi durdurma ve iptal' davası açıyoruz.
Bu dava süreci içerisinde hazırlanacak bilimsel raporlar ve yapılacak incelemelerle davanın lehimize sonuçlanacağından endişemiz yoktur.
Başta HES'ler konusunda bütün ilgili ve yetkilileri bölgemizde yapılması planlanan bütün HES projelerini iptal etmeye çağırırken, tüm duyarlı yurttaşlarımız ile sivil toplum örgütlerimizi bu konuda bizlerin bu anlamlı mücadelesine destek vermeye çağırıyoruz...