Lazlar hakkında, gerek popüler düzeyde gerekse yazılı metinler (resmi metinler, akademik çalışmalar, araştırma niteliğindeki eserler vs.) düzeyinde ciddi bir yanlış bilgilenme olduğu görülmektedir. Daha açık bir ifadeyle, Laz terimiyle neyin kastedildiğine ve dolayısıyla Lazların kim olduğuna dair birçok farklı nedenden kaynaklanan ve bir akademik çalışmada göz ardı edilemeyecek derecede önemli bir karışıklık mevcuttur. Lazların kim olduğunu ve dolayısıyla da kim olmadıklarını anlamak için ilk olarak Laz terimine yüklenen anlamları gözden geçireceğiz.
Laz teriminin içeriğine dair karışıklık bir ölçüde, Lazlara dair tarihsel bilgilerimizin eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Laz terimi, yabancılar için Pont (Karadeniz) halklarını topluca ifade eden bir terim iken, o yörede yaşayanlar tarafından da tamamen Bizanslaşmış, Grekçe konuşan Pontiklerden (Rhomaioi) ayırt etmek üzere, yeterli derecede Bizans kültürü almamış Lazları işaret etmekteydi.[1]
Anadolu'da, Laz terimi, Karadeniz bölgesinde yaşayan bütün grupları ifade eden ortak bir addır. Türkiye'de, bölge dışından olan çoğu kişi için bu tanım Anadolu'nun diğer yerlerinden farklı olarak algılanan bir bölgesel birimi ifade eder. “Açık olan şudur ki, diğer Anadoluluların gözünde, Rize bölgesinde yaşanlar kendilerine hiç benzememektedirler: yiyecekleri, giysileri, konuşmaları, evleri vs. hepsi farklıdır.”[2] Bölge dışında, Karadenizliler bir kimlik ifadesi olarak Laz olduklarını söyleler. Ancak bölgede yaşayanlar için Laz, daha doğudakilerdir. “İstanbul'da Samsunlular ve Sinoplular dahil bütün Karadenizlilere Laz derler; Sinoplular Samsunlulara, Samsunlular Trabzonlulara, Laz derler. Trabzonlular da Rizelilere Laz derler.”[3] Laz teriminin birçokları için birden fazla anlamı vardır ve Türkiye'deki kullanılış biçimiyle “Laz terimi yalnızca bölgenin etnik ve linguistik özelliklerini gizlemeye hizmet etmiştir.”[4] Türkiye'de ortalama bir birey için Laz Karadeniz şivesi konuşan herkestir. Minorsky, İslam Ansiklopedisi'ndeki Lazlar maddesinde bu konuya açıklık getirmiştir.
...Laz tabiri, Türkiye'nin garbında, fark gözetilmeksizin, Karadeniz'in cenüb-i şarki kısmındaki ahaliyi ifade için kullanılır, halbuki hakikatte, kendilerine laz diyen ve Lazca konuşan halk bugün Hopa ve Pazar (=Atina) kazalarında oturmaktadır. Batum'un cenübunda az sayıda laz vardır ki, bunlar Türk hududunu Sarp (Çoruh munsabının cenübü)'a 16 Mart 1921 tarihli Türk-Rus Anlaşması gereğince Türkiye'ye alındılar.[5]
Ancak, Laz teriminin gerçekte kimleri ya da neyi ifade ettiği konusundaki karışıklık günümüzden daha eskilere dayanmaktadır. Minorsky, İslam Ansiklopedisindeki Lazlar maddesinde “Gürcüler ve Rusların (Lazlarının kendileri değil) Lazları Ç'ani olarak adlandırmış olmalarından kaynaklanan, kökü tarihe dayanan bir kafa karışıklığı vardır”[6] demek suretiyle meselenin tarihsel derinliğine işaret etmektedir. Ancak burada bahsedilen karışıklık terminolojiktir ve Türkiye'de Laz teriminin içerdiği farklı anlamlardan kaynaklı değildir.
1906 Trabzon Vilayet Salnameleri'nde, Laz teriminin Anadolu'da halk arasında yanlış kullanıldığı belirtilmektedir.
Diğer memleketlerde bu Vilayet halkının hepsi Laz namıyla anılırsa da bunun bir bilgisizlik sonucu olduğundan şüphe yoktur. Çünkü Lazlar dilleriyle ve adetleriyle ve yaşam tarzlarıyla diğerlerinden ayrılırlar.[7]
Laz terimi konusundaki kavram karmaşası Lazca konuşanlar için geçerli değildir. Lazlar kendilerini “Lazi” olarak adlandırmaktadırlar ve kendilerini isimlendirme konusunda herhangi bir karışıklık bulunmamaktadır. “Lazi” terimi halk arasında geniş bir kullanıma sahiptir. Ayrıca Lazlar konuştukları dile “Lazuri” demektedirler.
Laz teriminin Anadolu'da kullanılış biçiminin yanı sıra algılanışında da farklılıklar bulunmaktadır. Antony Bryerr'in bu konudaki saptamaları şöyledir:
Kendileri hakkında konuşmayan pek çok dağlı halk gibi Lazlar da, Bizans'tan bu yana hemen hemen düzenli bir şekilde kötü bir şöhrete sahip olmuşlardır. Son dönemin gezginlerinin ezici çoğunluğu Lazların, neşeli oluşlarından, misafir perverliklerinden ve zarif tavırlarından söz ederler. Ancak, kendilerini kurnaz ve aptal olarak gösteren yaygın fıkraların hedefi olmuşlardır. Aynı şekilde Türkler de Lazlar hakkında tenkitçidir; eski bir atasözünde şöyle denir: “Müslümanlar, Laz peltesi* yemez.” Bir başkası ise şöyledir: “Meyvaların en ucuzu kiraz, kuşların en aptalı kaz, milletlerin en adisi Laz.[8]
Genel itibariyle bakıldığında, Laz terimine dair karışıklığı yaratan en önemli unsur, bu terimin ayırdedici bir etnik/kültürel kategori olarak değil bölgesel bir isimlendirme olarak kullanılmasıdır. Bu çalışmada kullandığımız Laz terimi, bölgesel bir adı değil, esas olarak farklı bir kimliğe ve kültüre sahip olan bir etnik grubu ifade etmektedir. Bu etnik grubun kültürü ve kimliği çalışmanın ilerleyen bölümlerinde ayrıntılı olarak incelenecektir. Genel karakteristikleri itibariyle Lazları, Karadeniz'in Laz olarak nitelenen halklarından biri olan Karadenizli Rumlardan ayıran temel unsurlar Lazların farklı bir dil konuşması ve bu iki halkın yaşadığı bölgelerin kesin olarak birbirinden ayırt edilebilmesidir. Lazlar bu günkü Rize ilinin 25 km kadar doğusunda bulunan Kemer'in doğusuna doğru uzanan sahil bölgesinde yaşar ve konuştukları dil Rumların konuştuğu Antik Yunan kökenli dilden tamamen farklı bir dil ailesine mensuptur. Öte yandan, Lazlar, yaklaşık olarak aynı coğrafyayı paylaşan ve aralarında kültürel olarak bazı benzerlikler bulunan Hemşinlilerden de farklı bir grup teşkil ederler. Lazların dil ailesi itibariyle ortaklaştığı Gürcüler ve Svanlar gibi halklardan en önemli farkı ise tarihseldir. Lazlar, Gürcüler ve Svanlardan farklı olarak ikibin yıla yakın bir süredir Kafkasya'dan ayrılmış ve farklı etkileşimlere açık olan başka bir kültür alanında varlıklarını sürdürmüşlerdir. Bu itibarla Lazlar dilsel olarak Kafkasya'ya, ancak, kültürel olarak daha çok D. Karadeniz kültür alanına aittirler. Bu farklılaşma Lazların, VIII. yüzyıl gibi daha geç sayılabilecek bir tarihte ayrıldıkları ve aynı etnik grubun Kafkasya kültür alanında kalan parçası olan Megrellerle aralarındaki kültürel farklılıklarında bile görülür.
Lazların diğer halklarla aralarındaki kültürel farklılıklarına dair bir inceleme başlı başına ayrı bir çalışmanın konusunu oluşturacak kadar kapsamlı bir konu olduğu ve çalışmamızda Lazların sosyokültürel gelişimine odaklanıp, karakteristiklerini incelemeye çalışacağımız için bu konuda detaya girmeyeceğiz. Burada vurgulamaya çalıştığımız nokta, Lazların gerek dil, gerek kültür gerekse tarihsel olarak farklı bir etnik grup olduğudur. Çalışmamızın ana temasını oluşturan Lazların sosyokültürel gelişimleri de bu farklılığın varlığını ve nedenlerini detaylı olarak göstermektedir.
Aşağıda kolaylıkla öğrenebileceğiniz,birkaç Lazuri(Lazca) cümle.
Evet = Ho
Hayır = Var
Ben = Ma
Sen = Si
Senin = Skani
Benim = Çkimi
Merhaba = Gegeacginas/Xela do k’aobate
İyi günler = Kai dğalepe
İyi akşamlar = Kai serepe
Hoşgeldiniz = Kai moxt’it
Teşekkürler = Mardi (მარდი)
Çok teşekkürler = Didi mardi
Nasılsın = Muç’ore
İyiyim = Kai vore
Çok mutluyum= Dido xelebas vore
Allah iyilik versin = Ğormotik kaoba mekças
Nerelisin? = Sonuri re?
Trabzon = T’amt’ra
Türkiye = Turkona
Almanya = Cermanya
Abhazya = Saapxazo
Yunanistan = Xorumona
Erkek = Biç’i
Kız = Bozo
Kitap = Supara
Arkadaş = Megabre
Aşk = Qoropa
Ne işi yapıyorsun? = Mu dulya ikim?
Lazca biliyor musun? = Lazuri gişkuni?
Adın nedir ? = Skani coxo muren?
Seni seviyorum = Ma si maoropen
Sensiz ben ne yaparım = Uskaneli ma mu p’are
Parayla akıl alamazsın = Nosi paate vaegaçopen.
Horonların isimlendirilmesi
Horon isimlerine topluca baktığımızda, bunların şahıs, akraba grubu ya da yer adları olduğunu görürüz.
Bakhva(Bakhoz) : Adını, Furthuna vadisi Laz köylerinden Bakhva ya da Bakhoz’dan almıştır. Son derece dinamik bir horondur.
Rize: Adını Rize kelimesinden alır. 5/8 ritmdeki horonların en bilinenidir. Arhavi yöresinde bu horon Rize-Pazar adıyla bilinir. Bu da horonların yöreye göre farklı isimlendirilebildiğini göstermesi açısından iyi bir örnektir.
Kotuna[b] : ...
Paaçkul: Daha çok Ardeşen ve Furthuna vadisi köylerinde bilinen bir horondur. ...
Tzarişkha[c]: Adını Pazar ilçesine bağlı “Tzarişkha” adlı köyden alır. Tarz olarak diğer horonlara göre farklıdır. Oldukça düşük tempolu bir danstır.
Dumli: Adını “Dumli” adlı bir şahıstan alan bir horondur. Ardeşen, Çamlıhemşin, Pazar civarında horonculuğu ile bilinen birisidir. Horona eşlik eden bir şarkı bulunmaktadır. ...
Memethina[d]: Adını “Memethina” adlı bir şahıstan alan bir horondur. Kaynağı bilinmemekle beraber, diğer horon adlarının isimlendirilmesine dayanarak, “Memethina” adlı bir kişiye atfen bu horonun adlandırıldığını söyleyebiliriz. Özellikle Arhavi’de iyi bilinen, ve tulum eşliğinde oynanan bir horondur. Tarz olarak Hemşin isimli horona benzer.
Hemşin :Adını Hemşin yöresinden alan ve oldukça yaygın olarak bilinen bir horondur.
Alikha: (Ali + kha) “-kha” Lazcada isimlerin sonuna konan bir ektir. Alikha, Memethina’da olduğu gibi bir horona isim olmuştur.
Mtzanu: Furthuna vadisinde bir Laz köyünün adıdır. Eski Mtzanu ve Yeni Mtzanu olmak üzere, ritim ve melodik olarak farklı versiyonları vardır.
Phaphilati: Bugünkü Pazar’da bir Laz köyünün adıdır. Rize horonuna benzer bir horondur. Horonun en tipik karakteristiği kollar yukarıda iken birden aşağıya salınması ve aynı anda horonun durmasıdır. Ayrıca, Arhavi’de “Phaphilati” adını taşıyan bir köy ve aynı ada sahip bir horon vardır ki bu horon Pazar – Phaphilati horonundan farklıdır.
Anzhel: Rize - İkizdere’de bir köyün adıdır. Ancak bu horon Pazar ve Ardeşen çevresinde bilinir. Ardeşen’de oldukça yaygın bir horon olarak karşımıza çıkar.
Mimikhi: Furthuna vadisi Laz köylerinden Mtzanu’da bir ailenin ve aynı zamanda bir horonun adıdır. Duygu dolu ve düşük tempolu bir melodisi vardır. Tarz olarak Rize isimli horona benzerlik gösterir. Bu horon “Kaçkar” adıyla da bilinmektedir.
Tolikçeti: Furtuna vadisi Laz köylerinden “Tolikçeti”nin adıyla anılan bir horondur. Melodisi bilinmekle beraber geniş çevrelerce bilinen bir horon değildir.
Ğvandi: Furthuna vadisi Laz köylerinden “Ğvandi”nin adıyla anılan bir horondur. En önemli özelliği horona hareketli bir şarkıyla eşlik edilmesidir. Son dönemlerde yaygınlaşmıştır.
Hopa: Amčişe: Yukarı Kuledibi;
baruthane ,Azlağa/Abuisla: Esenkıyı; Ančiroxi: Pınarlı; Ardala: Eşmekaya; Buça:Güvercinli; Zalona: Koyuncular; MAİUSKİOPUŤE: Dereiçi; Makriali/Noğedi: Kemalpaşa; Mxii: Başköy; Pançoli: Yeşilköy; Peroniti: Çamlı; Jurpici: Yoldere; Sumcuma:Üçkardeş, Şana: Kaya/köy; 3karisti: Subaşı; Çançaxuna: Çamurlu; Xigoba: Başoba/Büyükbaşı,kıse;sugören
Borçka: Jurxinci: Çifteköprü; Saxandro: Fındıklı; Çxala: Düzköy.
Arhavi (Arkabi) : Kapistona: Kalle Mahallesi; Çarmati: Cumhuriyet mahallesi; Baxta: Kireçlik; Gidvera: Dereüstü; Durmati: Ulaş; Kamparna: Dikyamaç; Koptone: Gürgenlik; Kordoliti: Konakli; Loma: Yolgeçen; Nobağleni: Yıldızlı; Yakoviti: Kavak; Otalaxe: Sırtoba, Papilati: Arılı, Jilen Kapistona: Güngören; Jilen Kutuniti: Tepeyurt; Jilen Napşiti: Yukarı Şahinler; Jilen Potocuri: Soğucak; Parexi: Boyuncuk; Pilargeti: Ulukent ve Balıklı; Ku3ubeti: Küçükköy; 3alen Kutuniti: Şenköy; 3alen Napşiti: Aşağı Şahinler; 3alen Potocuri: Dülgerli; Çukalvati: Kestanealan; Giazeni: Kemerköy,sidere (dereiçi)
Vİ3E (Fındıklı) : Abusufla: Aksu Mahallesi; Gesiya: Tatlısu Mah.; Vi3enoğa: Merkez Mah.; Çatalmançxa: Liman Mah.; Kurtume, Gori: Ilıca Mah.; Manastiri, Ğavra: Hürriyet Mah.; Mekiskiri: Sahil Mah.; Paçva, Kalo, Mçkadu: Yeni Mah.; Abuulya: Çağlayan; Gurupiti: Yeniköy; Mzuğu: Sulak/Aşağı Zuğu; Sumla: Sümer; Trevendi: Derebent; Pi3xalasufla: Arılı; Pi3xalaulya: Gürsu; Gayna: Ihlamurlu/Yukarı Zuğu; Zuğu: Çukuliti;Abuxemşini: Aslandere/Peynirciler; 3ati: Saat; 3upe: Beydere; Çanapeti: Meyvalı; Çurçava: Çınarlı;
Artaşeni (Ardeşen): Metisti: Barış Mah., Noğa: Merkez Mah., Okordule: Yayla Mah., Siati: Baş Mah., Cami Mah., Kahveciler Mah., Kuzey Mah., Ağeni: Beyazkaya; Bakozi: Yamaçdere; Dutxe: Tunca; Putra: Bahar Mah., Kvançareri: Elmalık; Çiçivati: Şentepe, Cibistasi: Kavaklıdere Mah., Müftü Mah., Yeni Mah., Futona: Düz Mah., Ağveni: Seslikaya; Xokovati: Esentepe; Celaiskuri: Kizarlık Mah., Timisvati: Köprüköy; Tolikçeti: Duygulu; Mexeniti: Şenyurt; Mutafi: Gündoğan; Noğoceni: Manganez; Yanivati: Bayırcık; Omcore: Güney; Peliegivat: Sinan; Sifati: Pirinçlik; Pelegivat: Akkaya; Ğera: Işıklı; Şanguli: Doğanay; 3aleni Žğemi: Aşağıdurak; Čumaida: Eskiarmutluk; Xocibadi: Akdere; Cileni Žğemi: Yukarıdurak.
Çamlıhemşin (Vija): Abiçxo: Köprübaşı; Mekleskiriti: Dikkaya; M3anu: Topluca; Komilo: Muratköy; Gvandi: Çayırdüzü.
Atina (Pazar): Duduvati: Güzelyalı Mah., Tudeni Bulepi: Kirazlık Mah., Kukulati: İkiztepe Mah., Noğa: Merkez Mah., Noğadixa: Cumhuriyet Mah., Kvakçe: Beyaztaş Mah., Şileriti: Soğuksu Mah., Cini Bulepi: Zafer Mah., Avramiti: Güney; Aranaşi: Darılı; Apso: Suçatı; Açaba: Bucak; Bogina: Tektaş-Şendere; Dadivati: Handağı; Ku3uma/Eski Trabuzani, Hamidiye; Veneği: Örnek; Zanahati: Derinsu; Zeleği: Balıkçı; Tordovati: Sivrikale; Çitati: Aktepe; Koskovati: Hisarlı; Kostanivati: Dernek; Kuzika: Elmalık; Lamğo: Yücehisar; Mamaçivati: Irmak; Meleskuri: Ortayol; Melyati: Merdivenli; Melmenati: Akbucak; Noxlamsu: Yavuz/Hasköy; Papati: Papatya; Papilati: Sessizdere; Sapu: Ocak; Sitori: Kayağantaş; Skefenivati: Sivritepe; Suleti: Dağdibi; Surminati: Kuzayca; Talvati: Tütüncüler; Fulivati: Şentepe; Çingiti: Uğrak; 3ukita: Derebaşı; Xaku: Şehitlik; Xançkuri:Alçılı; Xaçapiti: Subaşı; Xotri: Kocaköprü; Xudisa: Kesikköprü; Xunari: Aktaş; Cabati: Sulak-Gürgöze; Cacivati: Akmescit; Mesemiti: Topluca...
ALINTIDIR...
(read less)